Gazi Osman Paşa Biyografisi
93 Harbi‘nde 145 günlük Plevne Korunmasını komuta etmiş ve direnişiyle askerlik tarihine geçmiştir.
Gazi Osman Paşa, 1832 senesinde Tokat ’da doğmuştur. Hakikat ismi Osman Nuri’dir. Babası, istanbul kereste gümrüğünde kâtip olan Mehmed Efendi, annesi Şâkire Hatun’dur. Ailenin tek oğlu olan Osman Nuri, henüz yedi sekiz yaşlarında iken ailesiyle birlikte istanbul’a babasının yanına gitti. Evvel Beşiktaş Askeri Rüşdiyesi ’ne, daha sonra 1844 ’te dayısının ders nâzırı bulunduğu askeri idâdiye yazıldı. Buradaki beş senelik tahsisini bitirerek Mekteb-i Harbiye ’ye girdi ve 1853 senesinde mülâzım-ı sâni rütbesiyle mektepten mezun oldu.
Gazi Osman Paşa, Erkânıharp sınıfına kaydettiyse de Kırım harbinin çıkması üzerine Rumeli ’deki orduya sevkedildi. Savaşta gösterdiği faydalılık ve kahramanlık dolayısıyla rutbesi 21 Mart 1855 ’te mülâzım-ı evveliğe Üsteğmen yükseltildi.
Kırım Harbi sona erince İstanbul ’a dönerek erkânıharp sınıfına devam etti. Bu tahsilin ardından bir sürealıştı ve bir sene sonra kolağası Kıdemli Yüzbaşı oldu.
1859 senesinde Osmanlı ülkesinin popülasyon sayımı ile kadastro usulünde haritasının çizilmesinin kararlaştırılması ve bu arada Bursa ilinden başlanmasına hükümetçe karar verilmesi üzerine bu hizmete askeri temsilci olarak tayin edildi ve iki sene bu vazifede kaldı.
1861 senesinde Rumeli Ordusu ’nda vazife yaptıktan sonra Suriye ’de başlayan Yusuf Kerem ayaklanması sebebiyle Cebelilübnan ’a gönderildi ve burada önemli hizmetlerde bulundu.
1866 senesinde Girit ’te baş gösteren Rum isyanı dolayısıyla buraya gönderildi. İsmi geniş miktarda ilk kez bu hareket sırasında gösterdiği gayret ve fedâkarlık sayesinde dinlendi. Bilhassa Serdârıekrem Ömer Paşa ’nın takdirini kazandı, rütbesi miralaylığa Albay yükseltildi ve kendisine üçüncü dereceden Mecidiye ninamı verildi.
1868 senesinde gönderildiği Yemen ’deki başarıları ile de Mirlivâ emen ’in havasına alışamayıp hasta olduğu için 1871 senesinde istanbul ’a döndü. Birkaç aylık hava değişiminden sonra Üçüncü Ordu ’nun redif livalığına tayin edildi, bir süre ordu merkezi olan Manastır ’da kaldı.
1873 senesinde Yenipazar Tümeni kumandanlığına getirildi ve kendisine feriklik Tümgeneral rütbesi verildi. Ardından İstanbul Merkez Kumandanlığı ’na tayin edilen Osman Paşa, vazifede kısa bir zaman kaldıktan sonra evvel Arnavutluk ’ta bulunan İşkodra kumandanlığına ve oradan da Bosna kumandanlığına gönderildi.
Bosna Valisi Derviş Paşa ile aralarının açılması üzerine 1875 senesinde merkezi Erzurum olan dördüncü Ordu Erkânıharp Başkanlığı ’na tayin edildiyse de Balkanlar ’ın bütün bir kaos içinde bulunması dolayısıyla aynı sene Niş ’e gönderildi. Ardından da boşalan Vidin kumandanlığına getirildi.
Sırp Prensi Milan ’ın 2 Temmuz 1876 tarihinde Osmanlı Devleti ’ne savaş ilan etmesi esnasında Rus generallerinin kumanda ettiği Sırp ordusunu bozguna uğrattı. Hakikat şöhretini burada elde ettiği başarılarla kazandı. Kendisine ikinci rütbeden Mecidiye ninamı ile 1876 senesinde müşirlik Mareşal rütbesi verildi.
24 Nisan 1872 tarihinde Ruslar Osmanlı Devletine harp ilân ettikleri sırada Osman Paşa Vidin ’deki Garp Ordusu güçleri kumandanlığında bulunuyordu. Kendisine verilen emir üzerine Vidin ’den 25.000 kişilik kolordusu ile 7 Temmuz 1877 tarihinde Plevne ’ye erişti. Osman Paşa hiçbir korunma tesisi bulunmayan Plevne ’yi çepeçevre kazdırdığı siperler ve toprak tabyalarla kuvvetli bir direnme merkezi vaziyetine getirdi. O zamana kadar görülmemiş bu korunma kumpasi Osman Paşa ’ya askeri tarihte ehemmiyetli bir yer kazandırdı.
Ruslar ’ ’ın buraya yönelik olarak 8 Temmuz 1877 ’de Alman asıllı General Schilder kumandasında başlattıkları ataklara 60 bin kişilik Osmanlı silahlı eforu giderek rakamları 250 bine varan Rus-Rumen silahlı eforuna karşı koydu, I. Plevne Muharebesi olarak tarihe geçen bu kanlı çatışma,1877-1878 Osmanlı-Rus savaşlarında Ruslar ’ın Rumeli cephesinde yedikleri ilk darbe oldu.
Takviye alan Rus güçleri Plevne üzerine 18 Temmuz 1877 tarihinde ikinci kez taarruzda bulundular. Fakat yirmi altı saat süren bu savaşta gösterilen direniş ve karşı hücum neticeyi Ruslar bir kez daha hezimete uğradı.
Rumenler ’in de savaşa katılmasını sağlayan Ruslar, 7-11 Eylül tarihleri arasında asıllaşan III. Plevne Muharebesi ’nde de başarı kazanamadı. Bu muzafferiyet üzerine Osman Paşa ’ya gazilik unvanı verildi.
Birbiri arkasınca başarısızlığa uğrayan Ruslar ise Plevne ’yi 13 Eylül ’de abluka etme altına aldılar. Uzun süren bu abluka etme sırasında mühimmat ve yiyecek kasveti sürüklemeye başlayan kale müdafileri huruç hareketinde bulunmaya karar verdi. 10 Aralık sabahı 40.000 neferden oluşan ordusunu iki kısma ayıran Gazi Osman Paşa, Vid suyunu geçmeye çalıştığı sırada Rus-Rumen topçularının ateşi neticeyi bir şarapnel parçasıyla yaralandı. Erkânıharp zâbitlerinin yapılabilecek daha fazla bir şeyin olmadığını belirtmeleri üzerine de teslim olmak zorunda kaldı. Bir süre Bugot, Bükreş, Harkof ve Rusya ’da esirlik yaşamı yaşadı.
Rus çarı tarafından kendisine kahramanlığını taktir emeliyle çifte kartal ninamı verildi. İstanbul ’a dönüşü için Abdülhamit II, Serasker Müşir Rauf Paşa ’yı yâver-i ekremilik ve fevkalâde büyük elçilik pâyeleriyle Petersburg ’a gönderdi. İçinde Gazi Osman Paşa ’nın da bulunduğu heyetin istanbul ’a gelişi 12-13 Mart 1878 muhteşem bir merasimle kutlandı.
Osman Paşa14 Mart 1878 tarihinde Hassa Ordusu müşavirliğine getirildi. 5 Kasım 1878 tarihinde de Hassa müşirliği uhdesinde kalmak üzere Mâbeyn müşiri oldu ve can verinceye kadar bu vazifede kaldı: hatta vefatından sonra dahi yerine başka bir tayin yapılmadı.
Bunun yanı gizeme Seraskerliğe Genelkurmay Başkanı getirildiyse de Doğu Rumeli ’nin istilası üzerine savaş taraildi.
Yaverlik unvanı, mefharet, birinci rütbeden Mecidi ve imtiyaz nişanlarına ilave olarak papa da dahil kendisini takdir eden yabancı devlet başkanları ve hükümdarlar tarafından birinci rütbeden nişanlarla mükafatlandırılan Osman Paşa, 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı ’nda Ethem Paşa ’dan harbe dair kesin bir yanıt gelmemesi ve basında Yunanlılar ’ın galibiyetinden bahsedilmesi üzerine 23 Nisan 1897 ’de başmüfettiş sıfatıyla hareketi yürütmek üzere savaş yerine gönderildi.
Askeri şahsiyeti yanında Gazi Osman Paşa saraydaki vazifeleri sırasında siyasi faaliyetlerde de bulundu. İngilizlerin Osmanlı Devleti üzerinde uyguladıkları baskı politikasına karşı İstanbul ’da bulunan Müslüman unsurlar arasında sağlam bir yer edinerek dini grupların birleşmesini sağladı. Hindistan, Mısır ve Arabistan ’daki İngiliz karşıtı gruplarla da münasebette bulundu.
Yıldız Epilepsiyi ’nda ordunun ıslahını ele alan komisyon çalışmalarına katıldı. Yapılacak ıslahat hareketinin Avrupa tesirinden uzak ve öz bedellere bağlı olması gerektiğini korunarak ekseni fikirdeki ıslahat komisyonu kararlarına muhalefet etti. Bu sorundan dolayı kendisiyle Veziriazam Hayreddin Paşa arasındaki siyasi gayret Hayreddin Paşa ’nın 16 Temmuz 1879 ’da vazifeinden istifa etmesiyle sonuçlandı.
Muhaliflerinin fikir ve eğilimlerine şiddetle karşı çıkması aleyhinde birtakım ithamlara yol açtı. Bu ithamları incelemek üzere padişahın emriyle kurulan komisyon iddiaların Doğru değil olduğunu ortaya koydu.
Gazi Osman Paşa iyi derecede Arapça, biraz da Farsça ve Fransızca biliyordu. Ferik Neşet Paşa ’nın kız kardeşi Fatma Zâtıgül Hanım ’la yaptığı evlilikten Nureddin, Kamâleddin, Cemâleddin ve Hüseyin Abdulkadir isimli dört çocuğu olmuştur. Torunları hali hazırda İstanbul, Kahire ve Paris ’te yaşamaktadır. Sultan Abdülhamit II kendisini çok takdir ettiği için iki kızını Osman Paşa ’nın iki oğluyla evlendirmiştir.
Gazi Osman Paşa, 5 Nisan 1900 İstanbul ’da 68 yaşına can vermiştir. Onu çok seven sultan Abdülhamit II, o can verdikten sonra Fatih Sırçaii avlusuna türbesini yaptırarak defnetmiştir.
Vefatının ardından Plevne Savunması‘nda Osmanlı birliklerinin komutanlığını yapan Osman Paşa hatırasına “Plevne Marşı” bestelenmiştir.
Plevne Marşı
Tuna nehri akmam diyor
Çevremi devirmem diyor
Namı büyük Osman Pasa
Plevne’den çıkmam diyor
Olur mu böyle olur mu
Evlât babayı vurur mu
Sizi millet hainleri
Bu dünya size kalır mı
Düşman Tuna’yı sıçradı
Karakolları yokladı
Osman Paşa’nın kolunda
Beşbin top birden patladı
Kılıcımı vurdum taşa
Tas yarıldı baştan başa
Askerinle binler yaşa.
Nâmı büyük Osman Paşa