Barış Manço Biyografisi
Türkiye tarihinin en fazla alaka sürüklemiş, en aykırı müzik insanlarından birisi olan Barış Manço, besteci, şarkı lafı yazarı, yazar, gezgin, müzisyen, ses sanatçısı ve televizyon programı üretimcisiydi. Uzun saçları, asla çıkartmadığı şövalye yüzükleri, yurt içinde ve yurt dışında kazandığı müzikal başarıları ile ülkemizin unutulmayan simaları arasına girmiş olan Manço, yaşadığı zaman diliminde dünyada en fazla ülkeyi gezmiş T.C. vatandaşı olarak, dolaştığı 150’den fazla ülke ile kırılması güç bir rekora imza atmıştır.
Barış Manço 2 ocak 1943 tarihinde saatler 02.00 ortamını göstermekte iken Bağlarbaşı-Üsküdar mahallesindeki Zeynep Kamil hastenesinde dünyaya gözlerini açar.
İsmail Hakkı Bey ile Rikkat Uyanık Hanım’ın ikinci oğululları olarak, ekmeğin karneyle dağıtıldığı ve ikinci dünya savaşının en agresif oldugu zamanda dünyaya gelen Manço, 2 sene evvel dünyaya gelen abisinin “Savaş” adını almasından sonra, ailesinin “artık dünyaya Barış gelsin” diye düşünmesinden dolayı barış ismini almıştı.
Türkiye‘de Barış ismini ilk alan bireyin kendisi olduğunu seneler sonra Türkiye Radyo Televizyon Kurumu için hazırladığı ‘7 den 77 ye‘ isimli programı aracılığıyla, öğrenecekti.
Bit salgınının ortalığı kırıp geçirdiği bir yarıyılda ilkokula başlayan Manço, gezginliğe bu yarıyıllarda başlar. Gezginliğinin ilk durakları mekteplerdir. Çünkü bu yarıyıllarda birsürü mektep değiştirmek zorunda kalıyordu.
İlkokula Kadıköy Yeldeğirmeni Mustafa Kemal Paşa İlkokulunda başlayan Barış, 4. Sınıfı Ankara Maarif Koleji İlkokulu nda, 5.Sınıfıda yeniden Kadıköy Yeldeğirmeni Mustafa Kemal Paşa İlkokulunda okuyordu. İlkokul’u bitirdikten sonra Galatasaray Lisesi seneleri başlıyordu.
Galatasaray Lisesi’nde okuyan abisi Savaş Manço’nun mektepteki lakabı ‘Ayı’ idi. Barış’ında Galatasaray Lisesi’ne gelmesinden sonra lakapları ‘Büyük Ayı ve ‘Ufak Ayı’ olarak değişiyordu. 1957 seneyi Şeker Bayramında çok hoşlandığı Babaannesi Nimet Hanım’ı yitirir. Manço, seneler sonra bir şarkı yazacaktır onun ismine Gülpembe çok beğeni kazanacak olan bu şarkı aynı zamanda dinleyenleri üzerinde büyük merak uyandıracaktır kim bu Gül Pembe?
Müzikle daha ufak yaşlarında tanışmıştı. Annesinin bir ses sanatçısı olması, O’nun müziğe pek yabancılık sürüklememesini sağladı. İlk olarak 14 yaşında sınıf dostlarıyla birlikte Galatasaray Lisesinde Kafadarlar isimli grubu kurdu. Bugünün ünlü ekonomistlerinden “Asaf Savaş Akad” bu grubun saksofoncusuydu. İkinci grubu olan Haramiler‘de yeniden Galatasaray Lisesindeki dostlarıyla birlikte çalıştı. Haramiler’le birlikte yarıyılın popüler müziklerini açıkladı.
1958 senesinde ilk kez sahneye çıkıyordu. 1958 in Mart ayında yeğeni Aysel’in evlendiği akşam, Moda Düğün Salonunda Elvis Presley‘ den iki şarkı söyleyen bunlardan bkocaman ‘Jailhouse Rock’dı Manço, o gün abisi Savaş Manço’ya belkide hayatındaki yapacağı en ehemmiyetli şeyi söylüyordu: “Ben çocuklara şarkı söyleyeceğim“.
1959 senesinin Nisan başında Galatasaray Lisesi konferans salonunda ilk resmi konserini veren manço, 4 Mayıs 1959 da babası İsmail Hakkı Bey’in ani vefatıyla ruhen devriliyordu.
1960’lı senelerde Türkiye’de Hafif Batı Müziğinde Erol Büyükburç, Metin Ersoy kasırgası esiyordu. Barış’da usuna koymuştu bu müzik dünyasının içinde yer alacaktı. Henüz 14 yaşında iken Galatasaray Lise’sindeki dostlarıyla kurduğu grubu Kafadarlar’la “Barış Manço ve Kafadarları” adıyla sahne alıyordu. Bu yarıyıllarda daha çok o sıralarda yakalanan parçaları seslendiren Barış ve Dostları, Mektep bitince bölüyorlardı.
1962 senesine gelindiğinde Galatasaray Lisesinde 11. sınıfı geçemeyen Barış, bir an evvel Paris‘e gidip, Hoş Sanatlar Akademisinde okuma istediğinden Özel Şişli Kolejine gider ve 1963 senesinde bu mektepten lise diplomasını alır. Yeniden 1962 senesinde Barış Manço ilk 45’liği Twistin Akla / The Jet’i Harmoniler ‘le kaydediyor ve Grafson plak’tan satışa sunuyordu. “Neden Türkçe değil” mantığıylada o senelerde Çıt Çıt Çedene, Urfa nın Çevreyi Dumanlı Dağlar ve Kızılcıklar Oldu mu? Barış’ın annesi Rikkat Uyanık Hanım’ın derlediği bir türkü adlı türkülerini kaydediyordu.
1963 senesinde Salyangoz yüklü bir kamyonun çevirmen-şöför takviyecisi olarak istanbul’dan Lion‘a oradan da otostopla Paris‘e giden Manço, burada Hoş Sanatlar Akademisinde okumak istiyordu. Daha sonraları parasal kasvetler ve Belçika‘da yaşamakta olan abisi Savaş’ın yanında kalmak için Liege şehrine gider.
Burada bazen Türk emekçilerine çevirmenlik yaparak, bazen garsonluk yaparak veya Türkiye den getirttikleri filmleri orada yaşamakta olan Türk emekçilerine göstererek uyumlarını sağlarlar. Tüm huysuzluklara karşın müzikten uzaklaşmaz. Arada bir Paris‘e giderek plak Henri Salvador‘un firmasından 1964 senesinin sonbaharında 4 parçadan Baby Sitter, Jenny Jenny, Quelle Peste ve Un Amour Que Toi oluşan bir EP çıkarır.
1964 senesinde Fransa’da 4 parçadan oluşan EP’yi çıkardığında, o zamanlar radyoda program yapan Engin Arman Paris’den gelen Plağın üstünde koskoca “Barısh Mancho” yazısına karşın, plağı, “Fransa’da müzik yapan genç şarkıcı Bari Manso” olarak sunar.
Programı dinlemekde olan Barış Manço nun annesi ‘Rikkat Hanım’ ayağında terliklerle evinden fırlar ve İstanbul radyosuna giderek, ‘yaa, benim oğlumdan bahsediyorsunuz, onun ismi Barış Manço’dur’ der.
Fransa’daki bu serüvenden sonra, Belçika da bulunduğu senelerde Les Mistigris Mistigris Siyam’da bir kaba kedi cinsi anlamına geliyor adlı, Belçika’lı ve Martinik’li müzisyenlerden oluşan gruba katılır. Bu grupla 1967 nin başına kadar beraber çalışır. ve Aman Avcı Vurma Beni ve Bizim Gibi Kol Düğmeleri adlı parçanın bir evvelki hali isimli parçaları kaydeder. Bu grupla Almanya, Belçika, Fransa gibi ülkelerin dışında Türkiye’de de konserler verdi. Fakat grup azalarının ülkeye girip çıkmasında ve kalmasındaki problemlerden dolayı “yerli” bir grupla çalışmayı seçim eder.
1965 senesinin Ocak ayında, Salvatore Adamo ve France Gall‘inde katıldıkları bir programda, Paris’in meşhur “Olympia” müzikholünde artta Franck Pourcel orkestrası ve Swingle Singers ile beraber plağından iki şarkı seslendirir: “Babysitter ve Jenny Jenny“.
Fakat bu konser sonrasında, kendi olağanüstü marifeti ve annesi Rikkat Uyanık Hanımın dışında müzisyenlik hayatını etkileyen bkocaman çıkar karşısına: O gün Barış’ı izleyen Europe-1 radyosunun sahibi ‘Daniel Filipacchi’, Barış’ın aksanını beğenmediğini ifade ederek plağın radyosunda yayınlanmasını yasaklar. Barış bu işe çok kızar ve “bundan böyle yalnızca Türk şarkıcısı olacağım” kararını alır.
1967 senesinde Hollanda‘da büyük bir trafik kazası geçirir. Bu kazanın kendisine anısı ise, bıyığının altındaki kesik izidir. Bu kesiği kapatmak için bıyık bırakmaya başlar. yalnızca bıyığını uzatacak değildir ya saçlarınıda uzatır Manço.
1967 senesinden itibaren 1969 senesine kadar sürecek Kaygısızlar yarıyılı başlar. Bu grubun azaları arasında, günümüzde MFÖ olarak tanınan gruptan “Mazhar Alanson ve Fuat Güner” de vardır. Bu grupla kendi müzikal çizgisini bulma yolunda ilerleyen Barış, “Kol Dügmeleri, Unutamıyorum” gibi kendi bestelerinin dışında, ‘Bebek, Derule, Kağızman’ gibi türküleride kaydetti, Karanlıklar İçinde ve Keep Lookin parcalarında da yabancı bestecilerin şarkılarından faydalandı. Yeniden bu grupla yurt dışına açılma mevzusunda faaliyetler gösterdi ve Fransa‘da 1968 senesinde ilk kez kaydettikleri “Trip” ve “Susanna” adlı parçayı single olarak çıkartmaya çalıştı.
Özellikle Trip isimli parçayı muhteşem bir biçimde yine kaydeden grup personellerinin “biz yurt dışında yapamayacağız” demeleri üzerine Barış ve Kaygısızların yolları bir zaman sonra ayrıldı. Kaygısızlar grup olarak böldü ama Barış Manço’nun plaklarında Onu yanlız bırakmamak için stüdyoda biraraya geldiler. Kaygısızların Avrupa’da kariyer yapmaya yanaşmayışları Barış’ı yeni baştan Avrupa’da yabancı bir grupla çalışmaya iter.
Londra Hyde park‘ta tanıştığı İngiliz “Jonathan Glemser” Yardbirds’ İn ilk gitarcıyı, Amerikalı müzikolog “Jonathan”, Tunuslu davulcu “Mounir” ve Kafkasyalı basgitarist “Onkan” dan oluşan Barış Manço Ve ismini verdiği grup böylece kurulmuş oldu.
4 ayrı ülkenin kültüründen gelen müzisyenler, 4 ayrı müzik anlayışı ve icrası içinde bir çok yeni şeyler bildi Barış. Bunun bir mahsulü olarak bugün 7 den 77 ye herkesin ezbere bildiği Dağlar Dağlar adlı parçasını bu grup yarıyılında kaydetti. Bir çok yayın organında belirtildiği gibi bu parça Keban’dan kazançken bestelenmemiştir. Barış’ın Keban’a gitmesi daha sonraki senelerde olacaktır. Barış bu parçayı kısa bir zaman evli kaldığı Marie Cloud için ve annesine “senin oğlun alaturka söyleyemez” diyen Müzeyyen Senar gibi müzisyen arkadaşlarına yanıt olsun diye besteler. Kol Dügmeleri, Bebek, Kağızman gibi parçalarla adını duyuran Barış Dağlar Dağlar’ın çıkış tarihinden dört ay sonra bu 45’liğin 700 bin satması üzerine müzik dünyasındaki o yarıyılın büyükleri olan, Cem Karaca, Erkin Koray ve Moğollar‘ın arasında yer alır. Altın Plak aldığı “Dağlar Dağlar” 45’liği Barış’ın hayatının dönüm noktası olmuştur.
Eğitimini tamamlayan Barış’ın emeli grubuyla birlikte Türkiye’ye dönüş yapmaktır. Fakat Türkiye’ye yalnız olarak döner.
Barış’ın Türkiye’ye döndüğü senelerde , 1970‘lerin başında , Türkiye’de düzenleme modasına karşı tepkiler başlamıştır. Düzenleme modasına olan bu tepki başka bir akımın doğmasına sebep olmuştur. Bu yeni oluşan müzik cinsi Anadolu pop’tur. bunun üzerine Barış; Fuat Güner ve Mazhar Alanson‘la bugünkü MFÖ‘nün personelleri birlikte Kaygısızlar kurar.
Barış Manço artık yavaş yavaş müzik piyasasında yükseliyordu. İşte bütün bu yarıyıllarda bilave edilen bombayı patlatır. Barış Manço Ve.. grubu ile 70’lerin başında çıkarttığı “Dağlar Dağlar” 45’liği , çıkışından 4-5 ay sonra 700 bin satar.
Yabancı gruplarla yaşadığı meseleler sebebiyle bir çok gruptan ayrılmak zorunda kalır. Fakat 1971 senesinde bu meseleyi çözer. Avrupada da kariyer yapmaya meraklı olan, Anadolu Pop müziğinin lideri olarak kabul edilen Moğollar la beraber Fransa’da çalışmaya başladı.
Bu grupla İşte Hendek İşte Deve, Katip Arzuhalim ve Binboğanın Kızı adlı parçaları kaydeden Barış, Moğollar’ın tek başlarına kaydettikleri “Danses et Rythmes de la Turquie D’hier A’Aujourd’hui” Bu LP Türkiye’de piyasaya Anadolu Pop ismi altında çıktı adlı albümle başarılı olmaları ve hatta bir evvelki sene Jimi Hendrix‘in, bir sonraki sene Pink Floyd‘un kazandığı “Academie Charles Cross Grand Prix Du Disque” adlı ödülü kazanmaları ve tamamen yurt dışında çalışmak istemeleri neticesinde, ayrılma kararı alırlar.
Moğollar’dan Engin Yörükoğlu ile beraber yurda dönen Barış, Celal Güven, Ohannes Kemer, Özkan Uğur ve Fuat Güner gibi müzisyenlerle beraber vefatına dek kendisinden ayrılmayan Kurtalan Ekspres adlı grubunu kurdu. Bir kaç başkalaşımdan sonra ideal kadrosuna erişen Kurtalan Ekspres ve Barış Manço birlikte bir çok başarıya imza atar.
1972‘de Kurtalan Ekspres le ilk 45 liği, Vefat Allah’ın Emri / Gamzedeyim Deva Bulmam piyasaya sunulduktan sonra 20 aya yakın bir zaman, askerlik sebebiyle müzik’ten ayrı kaldı. Bu zaman zarfında daha evvelden hazırlanmış olan Lambaya Püf De / Kalk Gidelim Küheylan 45 liği piyasaya sürüldü. Askerden döner dönmezde Gönül Dağı / Hey koca Topcu Genç Osman yayınlandı.
Vatani misyonuna 1972’de Polatlı’dan sonra yedek subay olarak Edremit‘te başlayan Barış, bir ekip pürüzler sebebiyle 19 ay 26 gün askerlik yapmak mecburiyetinde kalıyordu. Askerden tezkere aldığının ikinci günü 2 Aralık 1973’te ilk video klibini Hey Koca Topcu-Genç Osman isimli şarkıya sürükler. Bu şarkıyı Polatlı’da geçen topçu asteğmen günlerinin tesiriyle, bir anı olarak yapmıştır.
1975 senesinde Barış Manço ilk Long Play ini hazırlar. Barış Manço bu albüm icin özel olarak stüdyoya girmedi. Ellerindeki birikmis parçaları 45 lik olarak çıkartmanın güç olacağını düşünerek albüm yapmaya karar verilir. Daha evvel yayınlanan Dünden Bugüne adlı albüm Barış Manço’ nun Sayan Plak yarıyılında çıkardığı 45′ liklerden toplama olan bir albümdü. Böylelikle 1975 senesinde Türkiye’ nin sayılı senfonik rock albümlerinden “2023” piyasaya çıktı. Albümde yeniden Türkiye nin sayılı Rock Operalarından “Baykoca Destanı“, Türkiye Cumhuriyetinin 100. senesini mevzu alan 2023 gibi parçalar yer aldı.
1976 senesinde yeniden Avrupa’da kariyer yapma ümidiyle çalışmalarına başladı. Hemen hemen bütün bir seneyi Belçika‘da geçiren Barış, bir Amerikan firmasi olan CBS ile uyuşma imzalar. Büyük bir bvefatı George Hayes Orchestra’sıyla kaydedilen Barish Mancho Aynı sene Türkiye de Nick The Chopper olarak piyasa çıkar adlı albüm 1976 senesinde, ilk evvel Belçika ve Hollanda‘da, daha sonra Fransa, Fas, Fildişi Sahilleri gibi ülkelerde piyasaya cıktı.
Barış bu albümüyle, bilave ettiği başarıyı elde edemez ama bilave etmediği başarılarda elde etti. Misalin Fas, Romanya gibi ülkelerde albüm, kapsadığı doğu şahsiyetinden dolayı, liste başı oldu. Neticede İngiltere deki Rainbow konserine ve öbür promosyon konserleri sırasında Barış’ın hastalanması gibi sebeplerden dolayı, albüm takribî olarak 17-18 ülkede dinlenmesine karşın, Barış’ın Avrupa da kariyer yapma hayalini sona erdirdi.
Barış Manço, ilk evliliğini Belçika‘da bulunduğu senelerde yaptı. Bir elbise mağazasında tezgahtar olarak çalışan Marie-Claude isimli bir kızla tanıştı ve bütün 6 sene beraber yaşadılar. Arttan 31 Ocak 1970 günü Liêge’de evlendiler ama 6 ay kadar sonra, 16 Temmuz 1970 günü ayrıldılar. Barış’ın mektep hayatında ve uyumunu sağlamasında Maria Claude‘un rolü büyüktür.
Reel hayat dostunu, “benim her şeyim” dediği Lale Manço‘yu, 1975 senesinde tanır. Tuhaf bir tanışmaları vardır Lale ve Barış’ın. Çiftin tanışması bozuk bir telefon sayesinde olur. Ablasına davetliliğe gelen Lale, telefon bozulunca eniştesinin dostu olan üst kat komşusuna telefon etmeye çıkar. Kapıyı açan Barış Manço’ya “Telefon edebilir miyim?” diye sorar Lale. Aldığı yanıt ise “Benimle evlenirsen edebilirsin” olur. “Neden olmasın” diyen Lale , içeriye girerek telefonunu eder ve parasını ödemeye kalkınca aldığı yanıt karşısında afallamışa döner. “Nasıl olsa evleneceğiz ne parası”.
Ve 1978 senesinde bir nikah merasimiyle resmen hayatlarını birleştirirler. Şakayı çok seven Barış düğünde Nikah Şekeri hedefine Lale’yle beraber doldurduğu bir plağı dağıtır. Plağın A suratında birbirlerini seven bir çiftin aşklarını dile getirdikten sonra tartışma ettikleri bir konuşma vardır. İkinci suratında ise Barış kendi tabiriyle “kendi mutluluk hikayelerini anlatacakları” bir parça hazırlamıştır. 19 Mayıs 1981‘de Doğukan Manço Hazar, 24 Temmuz 1984‘te de Batıkan Güçbey dünyaya kazanç.
Hayatındaki ikinci evliligini 1978 de Lale Cağlar ile yapan Barış, 1979 senesinde müzik dünyasına geri döndü. Cok hoşlandığı Kurtalan Eskpres’iyle Yeni bir Gün adlı albümünü çıkaran Barış, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Gesi Bağları, Aynalı Kemer İnce Bele gibi parçaları ile büyük dikkat çekti. Bu albümle başlayan hiç dinmeyen başarı süreci, 1980 yılındakı Hal hal / Çarpık Çarpık Doğru Doğru Çarpık Büğru Ama Yeniden De Doğru 45 liği ile, 1981 senesinde Sözum Meclisten Dışarı albümüyle, 1983 senesinde Estağfurullah…Ne Haddimize! albümüyle sürüp gitti.
Büyük birikiminden her yaş kuşağının faydalanmasını istediğinden, biraz da seyyah olup, dünyayı dolaşmak istediğinden dolayı, 1988 senesinde Türkiye Radyo Televizyon Kurumu 1 televizyonuna bir öneride bulundu.
“Çocuk ve aileye müteveccih eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli”dir düşündüğü. Yayına girdigi ilk gün milyonlarca izleyiciyi ekran başına toplayan “Barış Manço ile 7’den 77’ye“, böylelikle onun bir başka yavrusu oldu, vefatından birkaç zaman evveline kadar. Program çekimleri için oluşturulan TV ekibi, Ekvator’dan Kutuplar’a kadar yerküre üzerinde 150 farklı ülkeye giderek 500 bin km.’den fazla yol katetti. Bir başka deyişle, Barış Manço dünyanın çevresini 12 defa gezmiş oldu. Devlet başkanları, dünyaca ünlü şair, düşünür ve yazarlar, astronotlar, sporcular, süperstarlar da misafir oldular Barış’a. Bu program Türk Televizyonculuğunda erişilememiş pek çok rekoru da elde ederek ayrı bir başarıya erişti.
Vicdanındaki çocuk sevgisi, kendi çocuklarıyla hudutlu kalmayıp dünyanın tüm çocuklarını sarmaya, meselelerini, tasalarını dinlemeye itti Barış Manço’yu… Ak saçlarının örttüğü bedenindeki vicdanı çocukların gülümseyen suratlarında hayat buldu…
Cemiyetteki bozulmaya kayıtsız kalmamak, kendince birseyler yapmak için politikaya da soyundu. 30 yıldır yapmak istediği ve uygulamak için fırsatını gözlediği projelerini DYP’den yapılan öneriyle birlikte “Hayata geçiririm” umudu başladı. “Neden siyaset, üstelik bu Barış Manço’ysa, kesinlikle başkalarının yapamayacağı bir şeyleri yapabileceğine inandığı için olmuştur” fikri ona şu yorumu yaptırmıştı. “DYP’den Kadıköy başkan adayı oldum. Belediyelerin meseleleri belli zati. Değişik bir renk vardır, değişik bir yaklaşım vardır. Çocuğun sıhhati diye bir olay var. Zaman zaman ana çocuk sıhhati gündeme kazanç. Hastane olabilir, gençlik merkezleri olabilir. Bunlar benim hep düşündüğüm şeyler” diyerek müziği asla bırakmayacağını ve çalışmalarını durdurmayacağını ısrarla vurguluyordu o günlerde. Hatta siyasete soyunmasıyla alakalı olarak aldığı tenkitlere “Ben bir şarkıcı olarak gelmedim bu dünyaya, düşüncelerimi aktarmak üzere geldim. Gün geldi şarkı söylemekle oldu, gün geldi bir televizyon programında bir çocuğun saçlarını okşamakla oldu. Gün geldi, Güney Kutbu’nda penguenlerle konuşmakla oldu, gün geldi Ekvator’da suyun nasıl döndüğünü aramakla oldu. Şimdi insan en iyi kendini bilir herkesten evvel. Ben de bildiğim kadarıyla kendimi anlatmaya çalıştım. Kendimin Doğru olduğuna inandığım şeyleri aktarmaya çalışacağım insanlara” laflarıyla iletisini iletiyordu. Fakat kalbi ona siyaset yapması için izin vermiyordu. Aynı yarıyıllarda geçirdiği kalp rahatsızlığı sebebiyle hekimlerin nasihatini dinleyerek siyaset hayatına başlayamadan son verdiğini açıkladı.
Türkiye’nin kültür sanat etrafını makûs bulduğunu söyleyen Barış Manço, “Manzara tek kelime ile makûs ama beni bu denli kötümserliğe iten nokta herşeyin daha da makûs olacağını düşünüyor olmamdır. Çanak çömleklerle harcanan gazetelerin olduğu, bin-iki bin kitabın ancak okunduğu bir memlekette hoş şeylerden bahsetmek oldukça güç” diyor ve ilave ediyordu: “Ben bunu kültüre karşı bir direniş olarak görüyorum.
Dolaysız olarak da ulusu kabahatli buluyorum. Benim açımdan bir problem yok gerçeğinde. Programlarım izleniyor ve bu camiada kırk seneyi doldurmuş bir sanatçıyım. Hiçbir şeye lüzumum yok.” Türkiye’de bazı reellerin bilinmesi gerektiğini ancak bu hakikatleri ortaya koyacak akılların cesaret edip konuşamadığını söyleyen Barış Manço, her şeyin popüler anlayışla ve basit bir anlamla işlendiğini, derinlikli olmayan fikirlerin daha çok rağbet gördüğünü belirterek, “Türkiye’nin önü sarih. Kültürümüz bütün modern bedellerin üstünde. Bu kıymeti işlemek gerekiyor. Benim seyahatlerim, çocuk programlarım, müzakerelerim bu hoşlukları ortaya koymak ve evrensel seviyede tanınmasını sağlamak üzerine heyetidir. Ben kendi adıma ehemmiyetli şeyler yaptığıma inaniyorum ve herkesin aynı oranda çalışması gerektigini korunuyorum” diyerek laflarını bitiriyordu.
1991 senesinde Devlet sanatçısı olan Barış, 1990 senesinde, vefatına dek sürecek Japonya serüvenine başlayacaktı. İçindeki büyük sevgiyi Japon ulusuyla da paylaşmasını bilen Barış, oradada süperstar sıfatını elde ediyordu.
1990 senesinde, Ertuğrul Gemisinin Japonya’yı ziyareti ve Japonya sarihlerinde batmasının 100. seneyi sebebiyle Tokyo Emperial Hotel, Japonya veliaht prensinin de izlediği bir konser verir ve Japon ulusu tarafından, sebzelerden şarkı yapan adam lakabını alır Domates, Biber, Patlıcan, Nane Limon Kabuğu. Bunu 1991 deki bir konser, 1995 senesinde Japonya’ nın 16 şehrini kapsayan bir turne ve 2 tane albüm takip eder.
1982 senesinde onu ilk kez yoklayan kalbi, 1999 senesinde aramızdan ayrılmasına sebep oldu. 31 ocak 1999 akşamı saat 23.30 da hastaneye getirildiğinde 1 saat evvelinde hayata gözlerini yummuştur.
200’şan üzerinde şarkısı, bunların kazandırdığı bir o kadar ödül O’nun nasıl bir müzisyen olduğunu anlatmaya yetiyordu. Öyle ki bazı şarkıları Rumca, İbranice, Bulgarca, Arapça, Farsça, Japonca, Flemenkçe, Fransızca ve İngilizce dillerinde söylendi.
Türkiye’nin müzik tarihinin km taşlarından bkocaman olan Barış Manço, el attığı her işte başarılı olmayı bşehirdi. Televizyonuculukta bunlardan bkocamanıydı. 1988 senesinin Ekim ayında Türkiye Radyo Televizyon Kurumunda başlayan “7’den 77’ye” programı O’nun başyapıtlarındandı. Barış ve Ekibi bu program için 10 sene içinde Ekvatordan kutuplara , 5 kıtada 100’den fazla yöreye, ülkeye giderek kırılması efor bir rekora daha imza atmış oldu. Bir nesil O’nun çocuklar için yaptığı “Adam Olacak Çocuk” programını izleyerek büyüdü.
Son olarak büyük bir projeye daha imza atacaktı. Çok kapsamlı bir tarih belgeseli hazırlayacaktı. Fakat buna ömrü yetmedi. 1 Şubat 1999 günü aramızdan ayrıldı.
Türk Müziğine damgasını vurmuş Barış Manço artık aramızda değil. Kısa ama dolu dolu bir hayattan sonra bize birçok şey öğretti. Belki müzik ismine yapacağı pek bişey kalmamıştı özellikle geçen 10-12 seneyi göz önüne alırsak ama başka alanlarda birçok büyük projeye imza atabilirdi.
Adam olacak çocukların artık kendi ayakları üzerinde durabiliyorlar. “Dostum Eşşek” şarkısıyla büyüyen bir nesil şimdilerde “Vefat Allahın Emri Ayrılık olmasaydı” şarkını söylüyor.
Yüksek öğrenimini Belçika’da “Krallık Hoş Sanatlar Akademisi“nde tamamlayan, evli, iki çocuk babası ve çok iyi derecede İngilizce ve Fransızca konuşan Barış Manço, 40. senesine erişen sanat hayatında kendisine layık görülen 300’şan üzerindeki ödülşan dışında, alttaki ünvanlara’da sahiptir:
Türkiye Cumhuriyeti: Devlet Sanatçısı Ankara 1991
Hacettepe Üniversitesi: Onursal Hekime Ankara 1991
Soka Üniversitesi: Beynelmilel Kültür ve Barış Ödülü Tokyo, Japonya 1991
Belçika Kraliyeti: Leopold II Şövalyesi nişanı Brüksel, Belçika 1992
Fransa Devleti: Edebiyat ve Sanat Şövalyesi nişanı Paris, Fransa 1992
Pamukkale Üniversitesi: Onursal Hekime Denizli 1995
Min-On Sanat Vakfı: Yüksek Şeref Madalyası Tokyo, Japonya 1995
Liege Prensliği: Onursal Hemşehrilik Beratı Liege, Belçika 1997