Hacı Arif Bey Biyografisi
19. asrın en önemli Klasik Türk müziği bestekârlarından biri. Kürdîlihicazkâr makamı ile Müsemmen usulünü bulmuştur.
Hacı Arif Bey, 1831 senesinde İstanbul ’da doğmuştur. Doğru ismi Mehmed Ârif’dir. Babası Ebûbekir Efendi, Eyüb Mahkemesi kâtiblerindendi. İlköğrenimi sırasında sesiyle dikkat sürükleyen Hacı Arif Bey, Zekâi Dede Efendi ile besteci Eyyubî Mehmed Bey’den ders aldı. Zekâi Dede Efendi onu öğretmeni Dede Efendi‘yle tanıştırdı; musikiye karşı büyük yeteneği olduğunu Dede Efendi de görmüştü.
Çok geçmeden sesinin güzelliğini haber alan Sultan I. Abdülmecit Han onu 1854 senesinde Muzika-yı Hümayun’a aldırdı. Ufak yaşlarda Müzika-i Hümâyûn’u bitiren Hacı Arif Bey, sarayda uzun seneler görev yaptı. Sultan I. Abdülmecit ’in takdirini kazandı. Sarayda besteci Haşim bey ’den müzik bilmeye devam etti. Haşim Bey’den çok faydalandı, ondan suratlarca eser öğrendi. Okuyuş üslubunu da ondan aldığı söylenir. En girift besteleri bir dinleyişte yanılgısız yinelemesi ile dikkati çekti. Terbiye, terbiye ve kibarlığı ile sevgi topladı; daha 20 ’li yaşlarında iken Sultan I. Abdülmecit ’in mabeyincisi oldu.
Haremi hümayun ’daki cariyelere müzik öğretmen öğretmenliği yaptı. Hacı Arif Bey ’in; mucizevi güzelliğinden dolayı padişaha zevce olması bilave edilen 15 yaşlarında “Çeşm-i Dilber” adındaki Çerkez kızı ile kalbi bir ilgi kurması büyük dedikodu mevzusu oldu. Dedikodulara direnemeyen padişah, daha o yaşta Arif Bey ’i 60 altın aylıkla emekliye sevk etmek zorunda kaldı. Ardından da padişah, Çeşm-i Dilber ile Hacı Arif Bey ’i evlendirdi. Cemil ve Nebiye ismini verdiği iki çocuğu oldu. Ama bu evlilik yürümedi. Çeşm-i Dilber, çocuklarını Arif Bey’e bırakarak bir tüccarla evlendi. Arif Bey, “Niçin terk eyleyip gittin a zalim”, “Düşer mi şöhretine ey şeh-i hûban” dizeleriyle başlayan kürdilihicazkâr şarkılarını terk edilmenin acısı üzerine besteledi.
I. Abdülmecit birkaç sene sonra Hacı Arif Bey ’i bağışlayarak yine saray-ı hümayun ’a getirdi. Mabeyincilik ve harem müzik öğretmenliği görevini yapmaya devam etti. Besteci Hacı Arif Bey, bu defa gene bir cariyeye, Zülf-i Nigâr Hanım’a âşık oldu. Bu vaka Saray’da dinlenir dinlenmez, I. Abdülmecit Han onları evlendirdi. Rabia isminde bir kızı oldu. Zülf-i Nigâr’ın kısa bir zaman sonra tüberkülozdan ölmesi, besteciye yeni bir acı kaynağı oldu. “Olmaz ilaç sine-i sad pareme” ve “Kemer çehre peri rû deride cânımsın-Nigârım dilberim ruh-i revanım” şarkıları bu acının ürünleridir.
İkinci evliliği sırasında da Saray’dan dağılan Hacı Arif Bey, eşi can verdikten sonra yine Saray’a dönmek istiyordu. Ama 1861‘de I. Abdülmecit Han can vermiş, yerine kardeşi Abdülaziz Han tahta çıkmıştı. Hacı Arif Bey, besteci Rıfat Bey’in yönetimindeki Saray Fasıl Topluluğu’na “serhanende” olarak alındı; ayrıca yine cariyelerin musiki öğretmenliğiyle görevlendirmişti.
Arif Bey’in Saray’daki bu üçüncü görevi on sene sürdü. Şöhretinin artık doruğundaydı. İstanbul’un musiki çevrelerinde, konaklarda, özel meşkhanelerde yapılan musiki buluşmalarında en çok aranan sanatçıydı.
Cariyelerin musiki öğretmenliği görevi onu daha evvel iki defa evliliğe götürmüştü ve yine üçüncü kere de aynı neticeyi verdi. Bu sefer II. Mahmut‘un eşi ve Abdülaziz‘in annesi Pertevniyal Valide Sultan‘ın nedimelerinden Nigârnik Hanım‘a âşık oldu. Valide Sultan da çok beğendiği Hacı Arif Bey ’in bu aşkına onay vermesi ile ve Padişah Abdülaziz ’in onay vermesi ile evlilikle sonuçlandırıldı. Ancak yine 1871 senesinde saraydan uzaklaştırıldı. Dört bin kuruş aylıkla emekli edilerek saraydan uzaklaştırıldı. Bunun üzerine Taşlık ’taki konağını sattı; Zincirlikuyu ’da satın aldığı çiftliğine çekilerek müntezi bir hayat sürmeye başladı. Bu sıralarda evvel Devlet Şurası ’nda Danıştay sonra Beykoz Aşar Müdürlüğü ’nde beş sene kadar devlet memuriyeti yaptı. Arasıra saraya uğruyor, bazen ders veriyor. Sultan Aziz ’e bestelerini sunuyor, bunlara büyük ihsanlarla karşılık veriliyordu.
Ömrünün sonuna kadar Nigârnik Hanım’la evli kalan Arif Bey 1871‘de tekerrür Saray’dan parçaladı. Şura-yı Devlet’te, Beykoz Aşar Müdürlüğü’nde beş sene memur olarak çalıştı.
Sultan Abdülaziz‘in 30 Mayıs 1876 tarihindeki vefatından sonra Muzika-yı Hümayun’da girişilen tasfiye neticeyi Hacı Arif Bey de sarihe alındı. V. Murat‘ın üç aylık padişahlığından sonra Sultan Abdülhamit II Han tahta çıktı. Besteci uzun bir zaman işsiz kaldı, geçim derdine düştü. Zincirlikuyu’da bir çiftlik evine çekilip etraftan koptu. Bu sırada 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı 93 Harbi patlak verdi. Arif Bey savaş senelerini çiftlikte geçim kasveti içinde geçirdi.
Savaş bittikten sonra Osmanlı Sarayı bestecinin yokluğunu yeniden hissetmeye başladı. Arif Bey’in içinde bulunduğu vaziyet Abdülhamit II Han ’a iletildi. Bunun üzerine besteci yeniden Saray’da görevlendirildi. Hacı Arif Bey’in öğrencilerinden besteci Levon Hancıyan’ın anlattığına göre, Saray’a alınışı şöyle olmuştu: İran Şahı Nasıreddin, eserlerini çok beğendiği Arif Bey’i İran Sarayı’na davet eder, Padişah’tan da besteciye izin verilmesini rica eder. Türk Musikisi’nden öteki padişahlar kadar zevk dinlememekle birlikte, Arif Bey’in şarkılarını seven Abdülhamit II, şaha bestecinin Saray’dan parçaladığından haberi olmadığını söyler ve onu yeniden Saray’a aldırır. Arif Bey bu arada Şirazlı Hafız’ın bir gazelini besteleyerek, İstanbul’a gelen şaha sunar. Eseri çok beğenen şah, besteciyi bir nişanla ödüllendirir.
Muzika-yı Hümayun’da dördüncü defa görevlendirilen Arif Bey’e kolağası rütbesi verilir, ama bu ona göre ufak bir rütbedir. Arif Bey, önceki padişahlardan gördüğü ilgiyi Abdülhamit II‘den göremediği vehmiyle tedirgin olur. Saray’ın eski canlı havası da kaybolmuştu; siyasi vaziyet gittikçe gerginleşmekteydi. Abdülhamit II‘den umduğu yakınlığı görmeyen besteci, kimi zaman Zincirlikuyu’daki eve çekilerek sade bir yaşayışın verebileceği mutluluğu aradı, kimi zaman da Padişah’la çatışmayı göze alan tavırlarda bulundu. Abdülhamit’in “Şu şarkıyı oku”, diye verdiği bir emre karşı, evvel hastayım deyip reddetmiş, ikinci kere gelen mabeyinciye, “Ben onun babasından çok saygı gördüm.” Bana, “Şu şarkıyı oku” diye emir veremez. Sanatta padişah iradesi geçerli değildir. Cevabını vermesi üzerine, Saray’da hapsedildi. Elli gün sonra, nihavent makamındaki “Ahteri düşkün garibim, âşık-ı avareyim” şarkısını besteledi. İlk dizedeki “yıldız” anlamına gelen Farsça “ahter” kelimesi “talii düşkün” biçimine dönüştürülerek şarkı Abdülhamit II Han ’ın huzurunda okundu. Eseri çok beğenen padişah, besteciyi bağışladı.
Türk Musiki’sinin en büyük bestecilerinden biri olan Hacı Arif Bey Klasik yarıyıl bestecilerinin pek kullanmadıkları şarkı formuna yepyeni bir kimlik kazandırmış, bir şarkı bestecisi olarak yeni bir çığır açmıştır. Arif Bey’den sonra “şarkı”, bestecilerin en çok işledikleri form olmuştur. Arif Bey klasik formlarda birkaç eser besteledikten sonra başarılı olamadığını görerek Doğrudan Doğruya şarkı besteciliğine yönelmiştir. Şarkılarında beste ile güfte bütün bir bütünlük içindedir.
Kürdilihicazkâr makamını da Arif Bey oluşturmuştur. Sekiz zamanlı üç vuruşlu “müsemmen” usulü onun buluşudur.
Hacı Arif Bey bütünüyle Türk Musikisi’nin laflı öğrenim geleneği içinde yetişmiş bir besteciydi. Anekdota bilmiyordu, herhangi bir saz da çalmazdı. Ama çok güçlü bir belleği vardı, bini aşkın eser ezberindeydi. Çok iyi bir okuyucuydu.
Hacı Arif Bey ’in bine yakın eser bestelediği söylense de yalnızca 337 parçası notalarıyla günümüze kalmıştır. Bunun 327’si şarkı, 10’u öteki formlardaki eserlerdir. Bu 10 eserin de altısı ilahi, biri tevşih, biri durak, biri beste, biri de yürük semaidir. Arif Bey 1873 senesinde Mecmua-i Arifi isimli 600 sayfalık bir de güfte derlemesi yayınladı; bu derlemede sanatçının kendi şarkıları da vardır.
Hacı Arif Bey, 28 Haziran 1885 tarihinde 54 yaşında İstanbul ’da kalp krizi neticeyi can vermiştir. Yahya Efendi Dergâhı kabirliğine gömüldü.
 Hacı Arif Bey ’in Bazı Eserleri: 
 * Olmaz ilâç sine-i sad pâreme 
 * Kemer çehre peri rû deride cânımsın-Nigârım dilberim ruh-i revanım 
 * Bakmıyor çeşm-i siyah feryâde 
 * Vücud ikliminin sultanı sensin 
 * Birahanemi bu, bezm-i tarahhane-i cem mi 
 * Sürükleme üzüntü-i derdini bu dehr-i fenanın 
 * Deva yokmuş neden bimarı aşka 
 * Geçti zahm-i tîri hicrin ta dil-i naşadıma 
 * İltimas etmeye yâre varınız 
 * Gözümden gitmiyor bir dem hayalin 
 * Kanlar döküyor derdin ile dide-i giryan 
 * Hâtırımdan çıkmaz asla ahd u peymânın senin 
 * Sayd eyledi bu gönlümü bir gözleri âhû 
 * Gurub etti güneş dünya karardı 
 * Çözülme zülfüme ey dil rüba, dil bağlayanlardan 
 * Ben buy-i vefa bilaveler iken sûy-i çemende 
 * Humarı yok bozulmaz meclis-i birahane-i aşkın 
 * a sühanimle 
 * Bir halet ile süzdü yine çeşmini dildar 
 * Esti nesîm-i nevbahar açıldı güller suhh dem 
 * Mükedder derd-i pey-der peyle şimdi 
 * Kurdu meclis, âşıkan birahanede 
 * Bülbül yetişir bsızımı hûn etti figanın 
 * Nigâh-ı mestine canlar sabretmez 
 * Zahir-i hale bakıp etme dahil bir ferdi 
 Hacı Arif Bey ’in Eserleri : 
 Acemaşiran-Nazırın gelmemiş asla cihane 
 Acembuselik-Ne yapsam ol cefakare 
 Bayati-Gamınla dilfikar olsun 
 Bayatiaraban-Gönlüm aldın gösterip ruyi vefa 
 Bayatiaraban-Gönlümün hayli perişöhret 
 Bayatiaraban-Lutfunu kestin a zalim aşıkı bidermandan 
 Bestenigar-Aldın felek sen mihri cemali 
 Bestenigar-Cihan kam almada devrinde 
 Bestenigar-Çok gördü felek şimdi beni bezmi civanda 
 Buselik-Suzişi sinem değil kar etmeyen 
 Evcara-Olup aşkınla aylak 
 Ferahnak-Gördüm seni ey şuhi şen 
 Ferahnak-Milki millet şemsi adlinden senin 
 Hicaz-Ah eylediğim servi hiramanın içindir 
 Hicaz-Aman dağlar canım dağlar 
 Hicaz-Aşkınla senin sevdiceğim zaru zebunum 
 Hicaz-Bak ne hale koydu bu bahtı siyah 
 Hicaz-Canım dağlar kuzum dağlar 
 Hicaz-Efzun oluyor günden güne bu mülki melalim 
 Hicaz-Eh dil ne bitmez bu ahu vahın 
 Hicaz-Eşk ile tahmir olunmuş ehli aşkin mayesi 
 Hicaz-Ey gonca dehen şerbetine canımı aldat 
 Hicaz-Görmez oldum sevdiğim sen mahımı 
 Hicaz-Kamer çehre peri ru deride canım 
 Hicaz-Kudretin kafi değildir suzi ahu çeperime 
 Hicaz-Kurbanın olam ey afeti can 
 Hicaz-Kurdu meclis aşıkan mey hanede 
 Hicaz-Makdemin üftadeler eyler emel 
 Hicaz-Meyle teşkin eyle saki 
 Hicaz-Narı camzuzi derunum dağlara dağlar açar 
 Hicaz-Ne kara günlere kaldım 
 Hicaz-Sayd eyledi bu gönlümü bir gözleri ahu 
 Hicaz-Senin aşıkların kılmaz nazar 
 Hicaz-Sonbaharın zevki güzeldir 
 Hicaz-Tasdi edeyim yari birazda suhanimle 
 Hicaz-Yad ederken yar kamı vuslatı 
 Hicaz-Yine vazı felekden mi şikayet 
 Hicazkar-Açıl ey goncei sad berg yaraşır 
 Hicazkar-Aldı gönlüm fend ile bir fitnekar 
 Hicazkar-Bir halet ile süzdü yine çeşmini dildar 
 Hicazkar-Daima feryadu efgandır gönül 
 Hicazkar-Dilerim zülfüne berdar vakam 
 Hicazkar-Firakı yar ile her dem rencidedir gönlüm 
 Hicazkar-Güldü açıldı yine gül suratlı yar 
 Hicazkar-Nevruzu bahar oldu yine ey güli handan 
 Hicazkar-Sevdim yine bir nevcivan 
 Hicazkar-Söyle derunundaki çeperim gönül 
 Hüseyni-Bana lutf eyler iken sen 
 Hüseyni-Mahzeni esrarı şahı mürtezasın ya hüseyn 
 Hüseyni-Mihneti aşka deva asan değil 
 Hüzzam-Bahar oldu sular akar meraya 
 Hüzzam-Bir gün beni dildar acaba şad edecek mi 
 Hüzzam-Hoş gün göremedi aylak gönlüm 
 Hüzzam-Hali diliçeperimi duysa cihan 
 Hüzzam-İftirakın tümördü zahmi bu dili sad pareye 
 Hüzzam İlahi-Kurratül ayni habibi 
 Hüzzam-İstanbul Türküsü 
 Hüzzam-Meftun olalı sen şehi hubanı cihana 
 Hüzzam-Talat eyler mi diye meh şuyi kağıthaneden 
 Hüzzam-Tazelendi tabı alem herkesin bak şevki var 
 Isfahan-Canda hasiyyet mi var sevdayı canan olmasa 
 Isfahan-Düşme ey aşık hayale yağma yok 
 Isfahan-Ey tiri çile didei mestanıma dokunma 
 Isfahan-Gel ey ruhi revan melek simatım 
 Isfahan-Kim demiş usun alan 
 Isfahan-Ol goncayı görmeyeli hayli zamandır 
 Isfahan-Rahatım yok bu dili şeydadan 
 Isfahan-Severim çaresiz ey mah seni 
 Isfahan-Bırakmaz mi sine ahu çeperden 
 Karcığar-Aşkı pürhan edemem nelevu efgandır 
 Karcığar-Bir goncaya bir hare nigah eyledi bülbül 
 Karcığar-Bu yosmalık değişir bu çağ değişir 
 Karcığar-Dağda tavşanlar geziyor 
 Karcığar-Dinle usun var ise piri müganın pendini 
 Karcığar-Ey hoş gözlü şirin laflı hoş 
 Karcığar-Gerçi kıyamam iki gözüm uykuya kansın 
 Karcığar-Gönlümün alayısı dünyaya istiğnası var 
 Karcığar-Gönül bezmi harab 
 Karcığar-Her şuhu samim safada 
 Karcığar-Kuzumun gözleri kara 
 Karcığar-Muhtemel olur mu hoşlanmamak seni 
 Karcığar-Rengi ruhsarın gören 
 Karcığar-Varken gönülde bin cinsli yare 
 Karcığar-Devirme sakın burcu penahım felek 
 Kürdilihicazkar-Bais figanı naleme aşk ibtilasıdır 
 Kürdilihicazkar-Berdar olalı zülfüne yar fikru hayalim 
 Kürdilihicazkar-Bir zülfü perişöhrete yine 
 Kürdilihicazkar-Deşme dağı sinei suzanı 
 Kürdilihicazkar-Dili harımı vaslını arzu eder 
 Kürdilihicazkar-Düşermi şöhretine ey şehi huban 
 Kürdilihicazkar-Eyyamı bahar oldu hoş müjdeler olsun 
 Kürdilihicazkar-Firkatin tesiri etti canıma 
 Kürdilihicazkar-Geçti zahmı tiri hicrin ta dili na şadıma 
 Kürdilihicazkar-Gurub etti güneş dünya karardı 
 Kürdilihicazkar-Hoşim hiç aramaz mı dili aylak seni 
 Kürdilihicazkar-Harabı desti gamdır gönlüm şimdi 
 Kürdilihicazkar-Hazar erdi gülistan bahara 
 Kürdilihicazkar-İftirakındır sebep bu nale vu feryadıma 
 Kürdilihicazkar-Kanlar döküyor derdin ile didei giryan 
 Kürdilihicazkar-Muntazır teşrifine hazır kayık 
 Kürdilihicazkar-Neredesin ey tatlı laflı sevdiğim 
 Kürdilihicazkar-Niçin terkeyleyip gittin a zalim 
 Kürdilihicazkar-Sana hiç nale eser etmez mi 
 Kürdilihicazkar-Sende acep uşşaka eziyet mi arttı 
 Kürdilihicazkar-Seyri bahara açıldı dağlar 
 Kürdilihicazkar-Sırma saçlı yare kim haber versin 
 Mahur-Görsen ey çeşmi felek görsen 
 Mahur-Gösterip ağyare lutfun bizlere biganesin 
 Mahur-Hayli demdir görmedim 
 Mahur-Zahiri hale bakıp etme dahil bir ferdi 
 Muhayyer-Deva yokmuş neden bimarı aşka 
 Muhayyer-Ey ateşi gam bsızımı 
 Muhayyer-Gam dideleriz saki sun bir dolu kab olsun 
 Muhayyer-Hadi dilden kime şekva edeyim 
 Muhayyer-Humarı yok bozulmaz meclisi birahanei aşkın 
 Muhayyer-İltimas etmeye yare varınız 
 Muhayyer-Kim olur güç ile maksuduna 
 Muhayyer-Birahane tarabgahı 
 Muhayyer-Niçin mahsun bakarsın 
 Muhayyersünbüle-Açılmamış bir gonce ter 
 Müstear-Hoş görsem yanar sabru kararım 
 Neveser-Bahar erdi yeşillendi çemenler 
 Nihavend-Ahteri düşkün garibi aşıkı avareyim 
 Nihavend-Aşk ateşi sinemde yine şule feşandır 
 Nihavend-Bakmıyor çeşmi siyah 
 Nihavend-Ben buyi vefa bilaveler iken suyi çemenden 
 Nihavend-Benim gönlüm kaldı sende 
 Nihavend-Bülbülü dem beste etti nale vu feryadı dil 
 Nihavend-Çözülme zülfüne ey dil ruba dil bağlayanlardan 
 Nihavend-Culus etti şehinşahı keremkar 
 Nihavend-Dün gece düşte gördüm 
 Nihavend-Ey mehi Yusuf siyem ruzigar 
 Nihavend-Gahi gönül firakın ile derd nak olur 
 Nihavend-Mahzun ise dil anda safa cilveger olmaz 
 Nihavend-Meyler süzülsün meydane gelsin 
 Nihavend-Nadidei hüsnü mümtaz 
 Nihavend-Neden ta subh olunca aşk barım 
 Nihavend-Nevbaharı dilsitansın sevdiğim 
 Nihavend-Ruyinden at nikabı 
 Nihavend-Şarab iç gülfeminde gül açılsın 
 Nihavend-Söyle nedir baisi çeperin gönül 
 Nihavend-Taki üzüntüi felekle ülfet 
 Nihavend-Tarife gelir mi zülfi siyahı 
 Nihavend-Yatar daim uyanmazdı benim 
 Nihavend-Vücud ikiminin sultanı sensin 
 Nihavend-Yadigar kaldı dilde bana bu ah 
 Nikriz-Dağlar yarimi gördün mü 
 Rast-Aşık oldur kim kılar canın feda 
 Rast-Çeşmi mahmurun sebebtir nale vu feryadıma 
 Rast-Ehli dil isen kendine zevkeyle zulmü 
 Rast-Esti nesimi nevbahar 
 Rast-Ey gülnihali işve baz 
 Rast-Hatırımdan çıkmaz asla ahdü peymanın senin 
 Rast-Mukedder derdi peyderpeyle şimdi 
 Rast-Neyledi gör bana ol mahı mehi 
 Rast-Seylu ateşden emin olmaz yapılmış haneler 
 Rast-Vatan şarkısı 
 Rast-Vuslatından gayri el çektim yeter ey bifa 
 Saba-Cihan gözümde yok hayli zamandır 
 Saba-Dilberan ahdi vefayı unuturlar 
 Saba-Haberin var mı saba perçemi cananımdan 
 Saba-Nigahı mestine canlar sabretmez 
 Saba-Söyle sen maksadın nedir aya bana 
 Sabazemzeme-Aşkınla düştüm ateşe 
 Sabazemzeme-Gönül bilmezmisin ol şivesazı 
 Sabazemzeme-Kabul eyle sanadır talebi halim 
 Sabazemzeme-Neşe mendim sunma lutf et sakıya peymaneyi 
 Sabazemzeme-Yareledi yarim dili çeperimi 
 Segah-Bülbül yetişir bsızımı hun etti figanın 
 Segah-Düştü dildar ile firkat areye 
 Segah-Feryadımı gördükçe benim ey güli rana 
 Segah-Her kimde var aşk iptilası 
 Segah-Olmaz ilaç sinei sad pareme 
 Segah-Sadri tümce mürselin sensin 
 Segah-Saki bu safa haneyi baki mi sanırsın 
 Segahmaye-Gördüğüm şeb bsızımı hun eyledin 
 Suzinak-Us ermez şu feleğin oynu çok 
 Suzinak-Alınca gönlümü mihri cemali 
 Suzinak-Başladın ağyar ile ünsiyyete 
 Suzinak-Beni biçeper ederken serzenişler 
 Suzinak-Beni candan bıktırdı azaptan yar bıkmaz mı 
 Suzinak-Bir dil ki esir gam olur 
 Suzinak-Sürükleme üzüntüi derdini bu dehri fenanın 
 Suzinak-Cevretme bana böyle 
 Suzinak-Damı hüsnü yarimin özge şikarıdır gönül 
 Suzinak-Edemem kimseye halim şikayet 
 Suzinak-Eski halini hiç göremem 
 Suzinak-Gözümden gitmiyor bir dem hayali 
 Suzinak-Hüsnü alemini yakaladı senin üni şanın 
 Suzinak-Meclis bezendi sun bade saki 
 Suzinak-Pabusuna ermek üzre ey yar 
 Suzinak-Suzinak etme beni ey mehveşim 
 Suzinak-Uslanmadı hala emeli bitmedi gönlüm 
 Suzinak-Yandım o hoş gözlere 
 Suzinak-Yine murgi seher avazelendi 
 Şehnaz-Rubude oldu sim deriye gönlüm 
 Tahir-Kat idup gerdeni gerdandan emel zincirin 
 Uşşak-Akibet-bezdirdi benden 
 Uşşak-Baht uyansa habe varsa didei bidarımız 
 Uşşak-Baştan başa isterse cihan güllerle donansın 
 Uşşak-Bir melek sima peri gördüm der i birahanede 
 Uşşak-Derdinle senin ey güli nevreste nihalim 
 Uşşak-Ey şuhi çile pişe bırak vazı zulmü 
 Uşşak-Gönlümün baisi giryanlığı 
 Uşşak İlahi-Allah ismin dillerde 
 Uşşak-Birahane mi bu bezmi tarab hanei cem mi 
 Uşşak-Meyhaneyi seyrettim 
 Uşşak-Olmaz dilim üzüntüden 
 Uşşak-Pare pare oldu sinem 
 Uşşak-Saki içelim sırça ı musaffayı keremden 
 Uşşak-Saki yetişir uyan aman gel 
 Uşşak-Bıktım ağlayıp ah eylemekten 
 Uşşak-Yandım bilerek çaresi yok  
 
			