Anasayfa » Genel » İbrahim Şinasi

İbrahim Şinasi

İbrahim Şinasi Biyografisi

Düşünceleri ve sanatı ile Şinasi, 1839 Fermanı ile başlayan yeni yarıyılın ilk ve ehemmiyetli sanatçılarından ve düşünürlerinden bkocaman olmuştur. Devletin resmi gazetesi olan Takvim-i Vakkayi‘den sonra Türklerin çıkardığı ilk gazete olan Çevirmen-ı Ahval‘ın kurulmasını sağlamıştır.
İbrahim Şinasi, 5 Ağustos 1826‘da İstanbul’da doğdu. Topçu yüzbaşısı olan babası Mehmet Ağa‘nın 1829‘da Osmanlı-Rus Savaşı‘nda can vermesi suratından annesi, onu yakınlarının destekleriyle büyüttü. Eğitimine Mahalle Sıbyan Mektebi’nde başlayan Şinasi, daha sonra Feyziye Okulu’na devam etti. İsminden Tophane Müşiriyeti Mektubî Kalemi’nde katip olarak çalışmaya başladı. Bir yandan da aynı yerde vazifeli memur olan İbrahim Efendi’den Arapça ve Farsça, Reşat Bey’den ise Fransızca dersleri aldı. Gösterdiği başarı ile genç yaşta evvel memuriyete daha sonra da hulefalığa yükseldi.

1849 senesinde eğitimine devam etmesi için devlet tarafından Paris’e sevk edildi. Paris’te matematik, doğabilim, tarih gibi mevzularla ilgilendi ardından edebiyat ve dil alanında çalışmalarına ağırlık verdi. Burada kaldığı vakit içerisinde Doğubilimci Antoine Isaac Silvestre de Sacy ve Pavet de Courteille, Ernest Renan, Lamartine ve dilbilimci Émile Littré gibi ünlü bilimadamlarıyla yakınlık kurdu. 1851 senesinde “Société Asiatique” derneğine aza seçildi.

19.yy başında Osmanlı Devleti, girdiği bölme yarıyılında ülke ile alakalı meseleleri batıdan aldığı yenilikler ile çözüme ulaştırabileceğine inanmıştı. Batılılaşma sürecinin adımların bir olarak Avrupa’ya talebe yollamak ve batılı stili ülkeye getirmek gibi bir yol izlemişti. Şinasi de bu Avrupa’ya gönderilen talebelerden bkocamandı. Özellikle Fransız Edebiyatı ve dil mevzusunda çalışmalar yapan Şinasi, ülkeye döndükten sonra yaptığı çalışmalar ile bu akımın liderlerinden oldu.

1854 senesinde Paris‘ten döndükten sonra bir vakit Tophane Kalemi’nde çalıştıktan sonra Meclis-i Maarif azalığına atandı. Daha sonra Ercümen-i Daniş’te İlimler Yüksekokulu atandı. Mustafa Reşit Paşa‘nın vazifesinden alınmasını protesto ettiği için bu vazifesinden alınsa da Mustafa Reşit Paşa’nın misyonuna geri gelmesiyle tekerrür Ercümen-i Daniş’e alındı.

Gazeteciliğe geçişi 1860‘da Agah Efendi ile birlikte Tercümân-ı Ahval gazetesini çıkarmayla başladı. O tarihe kadar ülkemizde yalnızca 11 Kasım 1831‘de yayımlanmaya başlayan Takvim-i Vakkayi ve 1849 Ağustos’unda William Churchill isminde bir yabancı tarafından yayımlanmaya başlanan Ceride-i Havadis isimli iki gazete yayınlanmaktaydı. Bcerahatçisi, devletin resmi gazetesiydi ve devletle alakalı haberlerle metinleri yayımlayan bugünkü Resmi Gazetenin ilk misali sayılan bir uzuvdu. Haftada bir yayımlanan bu gazete, kumpassız olarak, Osmanlı İmparatorluğunun devrilişine kalık yayın yapan taraflı bir gazeteydi.

1860‘larda azınlıklar tarafından çıkarılan daha 13 gazetenin bulunduğu bşehrinse de, o tarihte, Türklerin çıkardığı “Türkçe” bir gazete yoktu. Bir gazete çıkarmayı düşünen Şinasi, yazılı basını “vatandaşların söz ve yazı ile kendi yurtlarının bereketine fikir yürütmeleri”ni sağlayan bir vasıta olarak görüyordu. Bunların üzerine Agah Efendi ile 1860 Nisan ayında izin alınarak, 22 Ekim 1860 tarihinde Çevirmen-ı Ahval isimli gazeteyi çıkardı. Ancak Şinasi, bu gazete 24 sayı çalıştıktan sonra böldü. Daha sonra da kendi başına bir gazete çıkarmaya yönelise de, iznini 2 Temmuz 1861 tarihinde aldığı Tasvir-i Efkâr gazetesi 27 Haziran 1862‘de yayımlanabildi. Haftada iki kere çıkan bu gazetenin sayfa kumpası değişmezdi; haberlerle yazıların özel yerleri vardı. İlk rakamına yazdığı önsöz kalitesindeki yazısında gazetecilik kavrayışını belirtmiş, bu gazete, okurlarca pozitif karşılanması üzerine Fuat Paşa, gazeteyi Sultan Abdülaziz‘e de sunmuştu. Ancak gazetedeki yazılarında Sultan Abdülaziz‘i ve devlet işlerini tenkit etmesi üzerine 1863 senesinde Meclis-i Maarif’teki misyonuna son verildi.

Bu yarıyıl 1860 senesinde Türk Tiyatrosu’nun ilk misallerinden kabul edilen bir töre komedisi olan ve “görücü usuluyle evlenme”yi tenkit eten oyunu “Şair Evlenmesi“ni yazdı. Fransız Tiyatrosu’nu yerinde görüp batı tiyatrosunu yakından tanıyan Şinasi, “Şair Evlenmesi”nden başka tiyatro yapıtelenek ve bireylerine yalansı ve başka eser vermemesi, onun bu alanda bir misal ortaya koymak istemesine bağlanabilir.

Osmanlı Hükümeti ile aralarında ihtilaflar çıkmasından dolayı Çevirmen- Ahval’ı Namık Kemal‘e bırakarak, 1865 senesinde Fransa’ya gitti ve burada dil üzerine çalışmalarına ağırlık verdi. “Société Asiaque” aboneliğinden parçalayarak Fransa Ulusal Kitaplığı’nda araştırmalar yaptı. 1867 İstanbul’a döndükten iki sene sonra bir basımevi açtı. Kısa bir vakit sonra 13 Eylül 1871‘de beyin urundan ölüm etti.

Ulusun aydınlanma sürecinde ehemmiyetli adımlar atan Şinasi, dilin yalınlaşması ve edebiyatın ulusun anlayabileceği bir dille yazılması çabasıyla gazete çıkarmış, yazı, şiir ve oyunlar yazmıştır. Düz yazılarında da aynı dili kullanmaya umursamış, Osmanlıca yazılarda süslemelerden öte Doğru ve hoş yazmaya öncelik vermiştir. Başlattığı bu akım daha sonra Tasvir-i Dert gazetesiyle devam etti. Osmanlı edebiyat dünyasını etkileyerek batı edebiyatının tanınmasında ve Fransız şiirlerinin çevrilmesini sağlayarak dilin büyümesini sağladı.

Yalnızca edebiyat alanında kalmayan Şinasi, imparatorluğun iktisadi ve cemiyetsel yapısındaki büyümeleri de göz önüne alarak ulusun devlet yönetinde söz sahibi olması lüzumluluğunu korunmuştur. Bunu dile getirdiği muhtelif edebiyat ve tiyatro eserleri suratından çoğu zaman Osmanlı hükümeti ile karşı karşıya gelmişti. Fransa’da kaldığı vakit içerisinde “Ulus”, “Legal Haklar” ve “Serbestlik gibi mevzular hakkında balaka edinmiş ve bu kavramların Osmanlı Devleti’ne getirilmesi için çalışmalarda bulunmuştu.

Dil ve edebiyat üzerine bu yoğun çalışmalarına karşın hudutlu rakamda eser vermesini, onun genellikle cemiyet dışında yaşamayı seçim etmesine ve Osmanlı Hükümeti ile olan ihtilaflarına bağlayabiliriz. Zati kendisini daha çok düşünce adamı olarak gören Şinasi’nin verdiği edebiyat eserleri, Osmanlı cemiyeti için birer ilk misal olması bakımından ehemmiyetlidir.

ESERLERİ

Çeviri-i Manzume
Şair Evlenmesi
Müntehabat-ı Eşhar 1862, Divan-ı Şinasi ismiyle de bilinir, şiirlerinden seçmeler
Durub-u Emsal-i Osmaniye 1863, atasözleri derlemesi
Müntahabat-ı Tasvir-i Dert 18623, 1885. Ebüzziya Tevfik tarafından tertip edilen seçme yazılar

İçeriği Oyla

Yorum yapın