Anasayfa » Genel » David Hume

David Hume

David Hume Biyografisi

İngiliz deneyciliğinin amprizm en büyük temsilcilerindendir.

David Hume, 7 Mayıs 1711 tarihinde İngiltere ’de İskoçya’nın başkenti Edinburgh ’da doğmuştur. Edinburg Üniversitesi ’nde felsefe okudu.

1734 senesinde 23 yaşında Fransa ’ya gitti. Dört sene kaldığı Fransa ’dan dönerken, İnsan Doğası Üstüne Bir Tahlil A Treatise on Human Nature isimli yapıtını 1738 senesinde bitirdi.

Çalışmak zorunda olduğundan bir generalin yanında dı. Böylece anakara Avrupası ’nda birçok ülkeyi gezdiği sırada ilk yapıtındaki düşüncelerini yine ele alıp işledi ve 1748 senesinde yayınlandı: An Enquiry into Human Understanding İnsan Zihni Üstüne Bir Araştırma.

İngiltere ’ye döndüğünde rahatça çalışıp, araştırma yayabileceği bir iş buldu; Edinburg Hukuk Fakültesi Kitaplık Memuriyeti. Bu kitaplıkta çalıştığı senelerde History of England İngiltere Tarihi 1755 isimli yapıtını bitirdi. Bu yapıtın yarattığı tesirle şana kavuştu.

1763 senesinde elçilik katibi olarak Fransa ’ya gitti. Orada Jean Jacques Rousseau ve ansiklopedicilerle kurduğu yakın arkadaşlık düşünsel zenginleşmesine katkıda bulundu. İngiltere ’ye döndükten sonra kısa bir zaman. Dışişleri Bakanlığı ’nda çalıştı. Buradan ufalayarak Edinburgh ’a döndü. Can Verene kadar huzurlu ve suskun bir hayatı tercih etti.

Felsefesi:
David Hume, amprizmin ehemmiyetli temsilcilerindendir. David Hume deneyciliği amprizm en ehemmiyetli, takviyelerinden bcerahati George Berkeley felsefesinde bulurken, John Locke ’un görüşlerinden de ehemmiyetli tesirler alıp, bunlarda da temellenir. Kalkış noktası “Tasavvurların Kaynağı Nedir?” sualidir. Hume ’a göre bilincin iki içeriği vardır; izlenimler impressiolar ve ideler ideas.

Hume ’a göre tecrübelediğimiz şeyler hakkında izlenimlerimiz oluşur ve zihnimiz bu izlenimleri düşüncelere dönüştürür. Bu biçimde zihnin içeriği izlenim ve düşüncelerden oluşur. İzlenimler daha canlıdır ve duyu tecrübeyi sırasında ortaya çıkarlar. Duyu tecrübesinden sonra çoğala kalan şey ise düşüncedir, kavramdır. Bir bakıma düşünceler, kavramlar izlenimlerimizin kopyalarıdır.

Her türlü düşüncenin, idenin tasarımın orijininin temel malzemesinin netlikle deney olduğunu korunarak, İngiliz deneyci ananesini doruğuna çıkartır. Hume ’a göre izlenimler ilkin bellekte ide gidişatına girerler. Fakat her izlenim ide olur olmaz matlaşır ve canlılığını yitirir. İzlenimlerin ideleri birleştirilirken andırma mekanizması devreye girer. İşte bu bağlamda Doğru ve yanlış olan düşünceler ortaya çıkar.

Balaka insana aittir ve insanda ortaya çıkar. İnsan dış dünyanın varlığını bütün olarak bilebilir mi? Doğru balaka öznesini obje bütün olarak verebilir mi? Hume ’a göre dış dünyanın varlığını bütün olarak bilmekten yoksunuz. Zira us, dış dünyayı ispatlamak da eksiktir. Bu sebeple ona sadece inanabiliriz. Hume, insanın Rönesans ’tan bu yana direndiği en temel ilke olarak gördüğü sebepselliği şiddetle tenkit etir. Ona göre bize, doğada sebepselliği verecek bir izlenim yoktur.

Doğada hadiseler birbirleri ardından kazançlar ve biz bunu algılarız. Ama hadiselerin ardarda gelmeleriyle hadiselerin sına tesir ilişkisi içinde olmaları ayrı şeylerdir. Başka bir deyişle, doğadaki hadiseler bize neden tesir bağlantısına ait izlenim vermezler. Öyleyse sebepsellik idrak edilemez.

İngiliz aydınlanmasının teorisel temel desteği ve 18. asır İngiliz felsefesindeki temel balaka akımı olan Hume deneyciliği ve felsefesi, Immanuel Kant ’ı “dogmanit uykularından uyandırmış” ve Kant felsefesine olduğu gibi modern Pozitivist felsefeye de ehemmiyetli katkılarda bulunmuştur.

Ekonomik kavrayışı:
Ekonomik doktrinler açısından, merkantilistler ve olağancılar arasında kalmıştır. Ekonomik incelemelerinde insan doğası hakkında geliştirdiği düşüncelerine oldukça yer vermiştir. Hume ’un ekonomik düşünceye en büyük katkısı “paranın ölçü kuramı” kavramıdır. Hume, bir ülkedeki kıymetli maden ölçüsünün o ülkedeki kalkınmışlık seviyesini belirleyemeyeceğini hakikat ekonomik kalkınmanın maden ölçüsünü belirleyeceğini söylemiştir. Hume ayrıca serbest ticareti korunurken, bunun kaynakların rasyonel ufalamasını sağlayacağını söylemiştir. Hume, ekonomi alanındaki yazılarını “Writing on Economics” 1752-1758 isimli yapıtta toplamıştır.

David Hume, 25 Ağustos 1776 tarihinde Edinburgh, İngiltere ’de 65 yaşına can vermiştir.

Kitapları :
1739-1740 – A Treatise of Human Nature İnsanın Doğası Üzerine Bir Tahlil
1742 – Essays Moral, Political and Literary Nezaket, Siyaset, Yazın Sınamaları
1751 – An Enquiry Concerning Human Understanding İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma
1752 – Political Discourses Siyasal Hitabeler
1754-1762 – History of England İngiltere Tarihi
1757 – Natural History of Religion Dinin Doğal Tarihi

David Hume Lafları:
Hürriyet, insanın bir hareket stilini bir değişiğine seçim etmesinden ibaret değildir. Hürriyet insanın seçim ettiği biçimde hareket etmesidir.
Tanrı makûsluğu istiyor da eforu mu yetmiyor; öyleyse o eforsuzdur.
Şayet tanrı hem güçlü hem de makûsluğu ortadan kaldırmak amacında ise bunca makûsluk nasıl oldu da var oldu.
Din hakkında düşünceler doğa da planlanarak değil, hayattaki hadiseler neticesinde ortaya çıkan kaygıdan, insan usundaki devamlı ümitten ve fobiden doğdu.
Sana nasıl davranmalarını istersen, sen de başkalarına öyle davran. Fakat ilk iyi tutumu sen yap.
En büyük sayı hangisidir? Bir.
Dindeki kusurlar riskli, felsefedeki kusurlarsa yalnızca komiktir.
Beyindeki ufak çalkalanmaları düşünce diye nitelendirmek ne ilginç bir ödündür.
Feylesof ol ama ortaya koyduğun bütün felsefenin ortasında hala bir insan olarak kalabil.
İnsan uslu bir mahlukattır; böyle olduğu için de uygun besinini bilimden alır; fakat insanın balakasının alanı öylesine dardır ki, bilimden aldığı besinlerden ancak çok az bir kısmı için ümitlenilebilir.

İçeriği Oyla

Yorum yapın